DOLAR 32,3915 -0.28%
EURO 34,7566 -0.18%
ALTIN 2.405,94-0,68
BITCOIN 18710691,16%
İzmir
20°

AZ BULUTLU

üst menü altı

Yine bölündük!

ABONE OL
26 Aralık 2020 12:08
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Birkaç gündür çok ama çok önemli ve bir o kadar da hassas bir konu tartışılıyor.

Biraz ilgili olanın haberi vardır:

‘Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin’ kanun teklifine itirazlar sürüyor.

İnceleyenler de ikiye ayrılmış durumda!

Kimi teklife cephe alıyor, kimisi de aksi yönde görüş bildiriyor.

Bunların ifadelerine göre; ‘Ucu teröre destek vermeye, uyuşturucu ticaretine, kara para aklamaya ve Anayasamızın değiştirilemez maddelerini aşındırmaya varan faaliyetlerin içinde olmayan; hesabı kitabı şeffaf, denetlenebilir olan STK’ları hedef alan tek satır yok!’

Belirttiğim gibi;

TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edilerek, Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlanan, ‘Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin’  kanun teklifiyle ilgili görüş bildirenler benim de dikkatimi çekiyor.

Şu görüşü de benimsiyorum:

‘Nerden baksanız bu yasa teklifinin terörle bağlantılı, uyuşturucu ticareti ve kara para aklama paravanı olan sözüm ona sivil toplum kuruluşlarıyla Anayasal düzeni değiştirmeye yönelik faaliyetler yürüten kökü dışarıda vakıf ve derneklerin denetlenmesine yönelik olduğunu görebiliyorsunuz.’

 

SORUNLAR BELLİ! 

Türkiye’mizin bu dertleri yok mu?

Bölücü ve gerici terör örgütleriyle bir mücadelemiz yok mu?

Gençlerimizi kıskacına alan bir uyuşturucu sorunumuz yok mu?

Birbiri içine geçmiş terör, uyuşturucu, kara para sarmalıyla mücadele sorunumuz yok mu?

Türkiye Cumhuriyeti’nin şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamayacağı gibi bir gerçeğimiz yok mu?

Tarikat ve cemaatlerin emperyalist ülkelerin elinde nasıl bir devlet karşıtı alete dönüşebildiği deneyimimiz yok mu?

 

HAYRET BİR ŞEY! 

Yandaşlara baktım!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu neredeyse hain olarak ilan edecekler…

Yani milli duygularımızla oynuyorlar…

Bunları dinleyip de sinirlenmemek imkânsız…

‘Böyle hataya nasıl düşüyorlar?’ diye düşünürken, tesadüfen Kılıçdaroğlu’nun konuşmasını ve yanıtlarını dinledim…

‘Beni bili aldatmışlar!’ diye düşündüm…

Yani her adıma, her yasa maddesine, her söylenene mutlaka ve mutlaka tek taraflı bakmanın ve dinlemenin hataya neden olduğunu bir kez daha anladım…

Özetle; bilmediğin, araştırmadığın hiçbir konu hakkında kesin konuşmamanın ne kadar doğru olduğunu da gördüm…

Bir süre önce bir Suat Bakkal söylemişti:

‘Bir hafta bunları dinle senin de beynini yıkarlar, haklı bulursun!’

 

YERLERDE SÜRÜNÜYORLAR 

İzmir’den bir örnek vereyim:

İstanbul’dan özel getirilen kişilerin yönettiği, AKP güdümlü bir sözde gazete kaç zamandır,  ‘kuzenler- yeğenler- akrabalar’ diyerek CHP’li belediye başkanlarına çatıp duruyorlar…

Ellerinde belge varsa ya da gerçekse tabii ki yazacaklar…

Ama doğruları saptırıyorlarsa bunun hesabını da verecekler…

Şimdi yaş tahtaya bastılar.

Bu kez hedeflerinde Selçuk Belediye Başkanı ve akrabası vardı.

Eskiden asker mektupları şöyle biterdi:

‘Kestane kebap, acele cevap!’

Selçuk’un CHP’li kadın belediye başkanı da ‘Öyle değil, böyle!’ diyerek hemen yanıt verdi..

Bu önemli değil…

Asıl önemli nokta gerekeni yapmaya, yani savcılığa başvurduğu gibi mahkemeye de veriyor…

Yani ‘yeter artık!’ diyor…

Çünkü bunlar ipin ucunu kaçırdıkları gibi, son damlayı da taşırdılar…

 

İŞE YARAMAZLAR 

Biliyorsunuz Türkiye’de parti kurmak da çok kolay, dernek kurmak da…

Şartları yerine getir, başkan ol…

Ama birçok kişi kendilerini kontrol altına aldırmak istemedikleri için, sözde ‘platform’ adı altında bir araya geliyor.

Bunların çoğu da bir baltaya sap olamamış kişiler…

Özellikle medyada bunları çok görüyoruz…

Bir de kentlerde, belediyelerden yararlanmak ve kendilerine menfaat sağlayan kişilerde…

Neden derneklerden uzak durur bu tipler…

Bir iki örnek vereyim:

 

KURUNUN YANINDA 

Bazı kanunlarımızda değişikliklere gidiliyor.

Bunlar arasında Dernekler Kanunu’ da bulunuyor.

Tabii bu da birçok kişinin işine gelmiyor.

Örneğin;

İzinsiz yardım toplamaya ilişkin yasakları belirten yasaya, yasağın internet yolu ile işlenmesine ilişkin ekleme yapılıyor.

Mevcut kanunda kapsam dışında tutulmuş olan merkezi yurtdışında olan dernek ve vakıfların Türkiye’deki şube veya temsilcilikleri, artık Dernekler kanunu kapsamına alınıyor.

Böylece yasa hükümlerinin, bunlar için de geçerli olması sağlanıyor.

Burada bir noktadan da bahsetmek istiyorum.

Kurunun yanında yaş da yanıyor!

Ayrıca;

Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanunda belirtilen suçlardan ve Türk Ceza Kanunu uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticareti veya suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçlarından mahkûmiyet almış olanların derneklerde genel kurul dışındaki organlarda görev almaları engelleniyor.

Buna uyulmaması durumunda söz konusu dernek görevlisi veya ilgili personel hakkında soruşturma başlatılıyor ve bu kişiler veya görev yaptıkları organlar İçişleri Bakanlığı tarafından geçici olarak görevden uzaklaştırılabiliyor.

Bu tedbirlerin yeterli olmaması ya da gecikmesinde sakınca olan hallerde İçişleri Bakanlığı derneğin faaliyetini geçici olarak durdurabilecek ve Mahkemeye başvurabilecek.

Mahkeme 48 saat içinde bu geçici alıkoymaya ilişkin karar verip yargılamaya Türk Medeni Kanunu 89. Maddesine göre devam edecek. Bu kararın kaldırılması, ilgililerce her zaman talep edilebilecek.

Türk Medeni Kanununun ilgili hükümleri uygulanarak, geçici olarak görevden uzaklaştırılan organların ve bu organların üyelerinin yerine atama yapılacak.

Şimdi benim gibi çoğu kişinin aklına ‘güven’ sorunu geliyor…

Acaba her yakalananın ‘tuzağa düştüm’ dediği gibi gerçekten hakkı yenilen olabilir mi?

Bu tartışılıyor…

Ama bu iktidar sallanıyor…

Her ne kadar seçimi alacaklarını düşünüyor olsalar da, görünen köy kılavuz istemiyor…

Yani iktidar değişebilir…

Görüşler de değişir…

Bizler hep muktedirden yana tavır koymayı iyi biliriz…

Daha bunu nasıl anlatacağım?

Herkes akıllı olduğunu sanıyor!

Ama halkın sağduyusunu ve gücünü unutuyor…

Şu ‘kayyım!’ konusu var ya, herkes en fazla düşündüren de bu oluyor..

Dernekler kanunundaki yurt dışı yardımlar konusuna ‘Yurtdışına yapılacak yardımı önceden mülki idare amirliğine bildirme zorunluluğu’ eklendiğini; ayrıca yurt içine ve yurt dışına yapılacak yardımlara ilişkin usul ve esasların yönetmelikle düzenleneceğini de belirteyim.

Bence vatanını ve insanlarını seven doğru dürüst insanların korkacakları yok…

Ama konunun aklı başında hukukçular tarafından ve yurtseverler tarafından iyi incelenip araştırılıp bizleri aydınlatmalarında yararı olur, diye son noktayı koyuyorum…

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP