Geçen yazıda belirtmiştim, bu yazının konusu Çeşme projesinin su kaynakları üzerine Sağolsun, Urlalı dostum Hakan aradı “aman eksik kalmasın Zeytinler-Uzunkuyu tarafında artezyen suyu 300-600 metreden çıkar, zaten biliyorsun Zeytineli’de su yok, Zeytineli’ne şebeke suyu, Birgi-Barbaros-Zeytinler tarafındaki kuyulardan gelir” dedi, yani anlayacağınız Çeşme projesinin kapsadığı bölgedeki su sorunu, öyle böyle bir sorun değil.
ÇEŞME-YARIMADA SU FAKİRİ
Adalardaki su sıkıntılarını bilirsiniz, genel olarak bütün adalar anakaralara göre su fakiridir, su konusunda sıkıntı çekerler. İşte bilirkişi raporunda Yarımada’nın coğrafi konumu bakımından, sadece “doğuda İçmeler-Torasan-Yağcılar-Demircili hattında yaklaşık 11 kilometrelik bir kıstak ile ana karaya bağlı olduğu, bu nedenle de su kaynakları potansiyeli açısından bir adaya benzerlik gösterdiği” belirtilerek, su sorununa çarpıcı bir giriş yapılıyor.
Bilirsiniz, Çeşme ilçesinin su ihtiyacını karşılamak için en önemli su kaynakları, Alaçatı'daki Kutlu Aktaş Barajı ve Ildır Bölgesi'ndeki yeraltı su kaynakları, bir de ek olarak İZSU'nun ilçe merkezinde ve merkez dışında işlettiği kuyular da dahil olmak üzere kuyular var, zaten merkez dışındaki birçok yerleşim yerinin içme suyu da yeraltı suyu kuyularından sağlanıyor. Ayrıca Çeşme- Karaburun Yarımadası'nda yaklaşık 30.000 dönüm tarım alanının % 75’inin yeraltı suyu ile sulandığını ekleyelim, tuzluluk oranı yüksek yeraltı su kuyuları da cabası. Çeşme Kaymakamlığı internet sitesi bile, Çeşme ilçesindeki sulama yetersizliği nedeniyle, susuz tarıma öncelik verilmesinin zorunlu olduğunu söylüyor.
Son yıllarda özellikle yaz aylarında (hatta salgın döneminde tüm yıl) Çeşme ilçesinde büyük su sorunu yaşandığı basına da yansıdı. Çeşme'deki nüfus artışının Türkiye'nin 3 katı İzmir'in de 3,5 katı olduğunu söylersek, Çeşme’nin yüksek nüfus artışı ile, ilçedeki su sorunu her geçen gün artıyor. Az önce de söyledik, Çeşme su kaynakları açısından oldukça kısıtlı olanaklara sahip. İZSU Stratejik Planı’nda da bu konu vurgulanmış.
BARAJ KORUMA ALANLARI İÇİNDE TURİZM PROJESİ
Çeşme’nin önemli su kaynaklarından Alaçatı Kutlu Aktaş Barajı, yerleşim yerlerine yakınlığı, hidromorfolojik diğer baskı unsurları, yakınındaki yollardaki ulaşımdan kaynaklanabilecek kirlilikler nedeniyle yüksek risk altında. Kutlu Aktaş Barajı koruma alanının % 75’inden fazlası Çeşme projesi sınırları içinde, ters çevirerek de söyleyelim Çeşme projesinin toplam kara alanın % 50’sinden fazlasını Kutlu Aktaş Barajı koruma alanlarını oluşturuyor. Eğri oturup doğru konuşalım, turizm projesinin baraj koruma alanlarının içinde işi ne?
Rapor Çeşme-Ildır yeraltı suyu kütlesinin de risk altında olduğunu vurguluyor. Çeşme’de yeraltı suyu kaynaklarının da son derece hızlı bir şekilde azaldığı, son dönemde yüksek tuzluluk gösterdiği de yine bilimsel raporlara konu olmuş durumda. Hatta İZSU Master Plan Raporu’nda Çeşme-Karaburun ilçelerinde yeraltı suyuna deniz suyu girişi nedeniyle, artık ilave yeraltı suyu teminine gidilmemesi, ilave içme suyu ihtiyacının yerüstü suyundan sağlanması gerektiği vurgulanmış. İşte Çeşme projesi su havzaları ve beslenme bölgelerinde yer aldığı yeraltı su kaynakları üzerinde de çok ciddi riskler oluşturuyor.
Burada, çevre sorunlarının nasıl bir bütünlük oluşturduğunun trajik bir örneği çıkıyor karşımıza. İZSU’nun planlamasında, Çeşme’ye 2025 yılından itibaren Güzelbahçe-Çamlı Barajı'ndan su sağlanacağı öngörüsü var. Ama biliyorsunuz DSİ, Efemçukuru altın madeni için, adeta rehin almış gibi Çamlı barajına izin vermiyor. Buna göre, Çeşme’ye su sağlayacağı öngörülen kaynaklardan biri de, altın madeni için feda edilmiş durumda. Şu garabate bakın, su fakiri bir bölgeye aşırı su kullanacak bir proje öngörüyorsunuz, sonra su fakiri bu bölgeye su sağlayacak barajlardan birini de altın madeni için feda ediyorsunuz. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu desek.
BARAJIN SULARI GOLF SAHALARINA GİDEBİLİR
Şimdi yavaştan gelelim Çeşme projesinin içindeki golf sahaları konusuna. Çeşme projesindeki bir golf sahasının yıllık ortalama sulama suyu ihtiyacı, Kutlu Aktaş Barajı'nın yıllık ortalama su miktarının %5ine eşit, yani 20 adet golf sahası yapılması durumunda barajın toplam suyu tamamen golf sahaları için harcanacak. Golf sahalarının kaplı olduğu çimlerin en yoğun sulama suyuna gerek duyduğu dönemin Çeşme’de nüfusun en yoğun olduğu yaz ayları olduğunu düşünürsek, bölgede daha da artması beklenen sıcaklıkları da hesaba katarsak, su sorunun ne boyutlara çıkabileceğini düşündüğümüzde, dudaklarımız uçuklayabilir. Golf sahalarının yaratacağı sorunlara ve su sorunu konusunda çözüm olarak öne sürülen deniz suyu arıtma tesisinin yetersizliğine ve çevre bakımından yaratacağı sakıncalara, Çeşme projesinin iklim değişikliğine etkilerini de ele alacağımız bir sonraki yazımızda daha ayrıntılı biçimde değineceğiz.
Yarımada’nın su kaynaklarından sadece insanların yararlanmadığını, hayvanların ve Yarımada’nın bitki örtüsünün de su kaynakları üzerinde en az biz insanlar kadar –hatta bana kalırsa daha çok- hakkı olduğunu da unutmamak gerek. Gidin Yarımada’ya, kulağınızı toprağa dayayın, Zoza’nın sesini duyacaksınız, o söylüyor.
YORUMLAR